İzale-i şuyu davalarında, taraflar arasında ortak olan bir taşınmazın paydaşlığına son verilmesi ve satış yahut aynen taksim yoluyla sonuçlandırılması amaçlanır. Ancak İzale-i Şuyu Davasından Feragat gündeme geldiğinde, davanın seyri ve hukuki sonuçları önemli farklılıklar doğurur. Bu süreçte davanın taraflarının iradeleri belirleyici olsa da, özellikle feragat beyanının yapılma şekli, yargılama aşaması ve vekâletnamenin kapsamı büyük önem taşır. Aşağıda, izale-i şuyu davasından feragat kavramı, yargılama sürecinde hangi aşamalarda gerçekleşebileceği, sonuçları ve Yargıtay kararları ışığında izlenecek yol detaylı olarak ele alınmaktadır.
İçindekiler
ToggleFeragatin Tanımı ve Hukuki Niteliği
Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 307 hükmüne göre feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanır. Bu noktada İzale-i Şuyu Davasından Feragat, davacı tarafın, ortaklığın giderilmesi talebini tamamen veya kısmen geri çekmesi anlamına gelir. Yine HMK m. 309 hükmü uyarınca, feragat beyanının etkili olması için mahkemenin yahut karşı tarafın muvafakati aranmaz. Feragat, tek taraflı bir irade beyanıdır ve hukuk düzeni bu beyanı kesin hüküm gücüne yakın sonuçlar doğuracak şekilde korur.
Diğer yandan, feragat vekil aracılığıyla yapılacaksa, vekilin özel olarak bu konuda yetkilendirilmiş olması gerekir. Uygulamada, vekâletnamede “davadan feragate yetki” ibaresi yer almıyorsa, vekilin feragat beyanı geçerli kabul edilmez. Bu nedenle, İzale-i Şuyu Davasından Feragat söz konusu olduğunda öncelikle vekâletnamenin bu hususu kapsayıp kapsamadığı incelenir.
Yargılama Sürecinde Feragat ve Sonuçları
İzale-i şuyu davasında feragat, yargılamanın her aşamasında mümkündür. Feragat, ilk derece mahkemesinde veya temyiz safhasında yahut karar kesinleşmeden önce ileri sürülebilir. Ancak feragatin sonuçları, hangi aşamada yapıldığına göre değişkenlik gösterebilir. HMK m. 309’da belirtildiği üzere, feragat sözlü veya yazılı yapılabilir; tutanağa geçirilerek veya dilekçe ile beyan edilebilir.
Feragatin bir diğer önemli özelliği, karşı tarafın bu beyana itiraz etme hakkı olmamasıdır. Feragat, davacının tek taraflı vazgeçme iradesi olup, karşı tarafın rızasına tabi değildir. Ne var ki, izale-i şuyu davalarında davalılardan herhangi biri yargılamaya devam etmek isterse mahkeme tarafından yargılamaya devam edilir ve işin esası hakkında karar verilir. Bu husus, Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarıyla da sabittir. Özellikle (14. HD. 3.12.2018-940/8750) sayılı kararda vurgulandığı üzere, davacı feragat ettiğinde, davalılardan birinin davaya devam etme yönündeki beyanı mahkemeyi bağlar. Mahkeme derhal feragat nedeniyle ret kararı vermemeli, davanın sürdürülmesine ilişkin talebi dikkate almalıdır.
Temyiz Aşamasında Feragat ve Yargıtay Uygulaması
Feragat, temyiz aşamasında da mümkündür. Eğer karar temyiz edilmiş ve bu aşamada İzale-i Şuyu Davasından Feragat beyanı mahkemeye yahut Yargıtay’a sunulmuşsa, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, bu durumda “karar, feragat sebebiyle bozularak dosya yerel mahkemeye iade edilir.” Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 3.12.2018 tarihli ve 940/8750 sayılı kararında, davacı veya vekilinin temyiz aşamasında feragat etmesi halinde, dosyanın kararı vermek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği açıkça vurgulanmıştır.
Ayrıca, davadan feragat ile temyiz isteğinden vazgeçme birbirinden farklıdır. Feragat, davacının talebinden tamamen vazgeçmesidir. Temyiz isteğinden vazgeçme ise sadece temyiz talebinin geri çekilmesidir. Bu iki beyanın sonuçları farklıdır. Eğer salt temyizden vazgeçme söz konusu olursa, temyiz dilekçesi reddedilerek dosya onama aşamasına gelir. Ne var ki, feragat, uyuşmazlığın temel talebinden de vazgeçmek anlamına geldiği için, mahkemenin feragat konusunda bir karar vermesi gerekir ve Yargıtay genellikle “feragat beyanını değerlendirmek üzere” hükmü bozar. Bu yaklaşım, 19.12.2012 tarihli ve 13/1369-1221 sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının gerekçesiyle de uyumludur.
Vekâletnamede Feragate Yetki Şartı
İzale-i şuyu davalarında, davadan feragatin geçerli olabilmesi için vekilin vekâletnamesinde açıkça “davadan feragate yetkili olma” hükmünün bulunması gerekir. Örneğin, dosyada mevcut vekâletnamede feragatin düzenlendiği veya “davadan, temyizden feragate yetkilidir” ibaresi açıkça görüldüğünde, vekil tarafından yapılan feragat beyanı geçerli olur. Yargıtay kararlarında da bu husus sıkça vurgulanır. Vekâletnamenin kapsamına bakılmadan feragat kararı verilmesi veya feragat beyanının geçersiz sayılması, yargılama hatasına sebebiyet verebilir.
Davadan Feragatin Hükmün Bozulmasına Yol Açması
İzale-i şuyu davası hakkında yerel mahkeme tarafından verilmiş bir karar mevcut ve taraflardan biri temyize başvurmuşsa, temyiz incelemesi sırasında ortaya çıkan feragat sebebiyle Yargıtay, dosyayı feragat hakkında karar verilmek üzere bozar. Bu husus, 11.4.1940 tarihli ve 70 sayılı İBK ile 27.5.1992 tarihli ve 2/250-364 sayılı HGK kararlarında ve 14. HD. 28.11.2018 tarihli, 19219/8546 sayılı kararda da teyit edilir. Feragatin sonuç doğurucu niteliği, sadece temyiz talebinin reddiyle sınırlı kalmaz. Feragatin, uyuşmazlığın esasına dair bir irade beyanı olması sebebiyle mahkeme, bu feragat hakkında yeni bir hüküm oluşturmak durumunda kalır.
Davalının Davayı Sürdürmek İsteme Hakkı
İzale-i şuyu davasında davacı tarafın feragat beyanı tek başına davayı ortadan kaldırmaz. Davalılar, eğer ortaklığın giderilmesine devam etmek isterlerse, feragatin etkisi sınırlı kalabilir. Yargıtay kararlarında net bir biçimde ifade edildiği gibi, davalı ya da davalılardan herhangi biri davayı sürdürme yönünde irade beyan ederse, mahkemece duruşmaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmelidir. Örneğin, (14. HD. 3.12.2018-940/8750) sayılı içtihatta, davacının davadan feragat etmiş olmasına rağmen, davanın devam etmesini isteyen davalılar mevcut ise mahkemenin feragat dolayısıyla reddetme yönünde karar vermemesinin zorunluluğu vurgulanmıştır. Bu nedenle, İzale-i Şuyu Davasından Feragat halinde de mahkeme, duruşmada hazır bulunan davalılardan “davayı sürdürmek isteyip istemediklerini” sormalı ve buna göre yargılamaya devam etmelidir.
Feragat ve Kabul Arasındaki Fark
Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 308 hükmü, “kabul”ün, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesi olarak tanımlar. Davadan feragat ise davacının, talep sonucundan tamamen vazgeçmesidir. Feragatin geçerliliği, karşı tarafın kabul veya rızasına bağlı değildir. Oysa kabulde, davalının açık rızası bulunur. İki beyanın hukuki sonuçları farklılık gösterir. Ancak her iki beyan da, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur. İzale-i şuyu da, kural olarak tarafların üzerinde tasarruf edebileceği bir davadır. Bu sebeple, İzale-i Şuyu Davasından Feragat yahut davayı “kabul” etmek, tarafların iradelerine bırakılmıştır.
Sonuç
İzale-i şuyu davalarında feragat, davacının ortaklığın giderilmesi talebinden vazgeçmesi anlamına geldiğinden, ciddi hukuki sonuçlar doğuran bir irade beyanıdır. Özellikle temyiz aşamasında dahi feragat edilebileceği, vekil aracılığıyla feragatin ise vekâletnamede açıkça “feragate yetkili olma” ibaresini gerektirdiği unutulmamalıdır. Yargıtay, davadan feragat halinde, yerel mahkeme kararını bozarak feragat hakkında bir karar verilmek üzere dosyayı iade etmektedir. Ancak feragat beyanı yapıldıktan sonra, davalılardan herhangi biri davayı sürdürmek istediğini beyan ederse, mahkemece yargılamaya devam edilmesi ve işin esası hakkında karar verilmesi zorunludur. Davadan feragat ile temyizden vazgeçme konuları birbirinden ayrı değerlendirilmelidir. Çünkü feragatin niteliği gereği doğurduğu sonuçlar daha geniştir. Böylece, İzale-i Şuyu Davasından Feragat söz konusu olduğunda, feragat beyanının hem şekil hem kapsam hem de vekâletname yetkisi bakımından eksiksiz olması büyük önem arz eder. Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak “İzale-i Şuyu Davasından Feragat” konusunda destek sunuyoruz. Av. Tolga ÇELİK ve Av. M. Nur BAŞTÜRK olarak müvekkillerimizin her aşamada yanındayız.
İzale-i Şuyu Davasından Feragat Sık Sorulan Sorular
Davadan feragat, davanın kesin olarak bitmesi anlamına mı gelir?
Hayır. İzale-i şuyu davalarında, davacının feragati tek başına davayı kesin olarak bitirmez. Davalıların davayı sürdürmek istemesi halinde yargılamaya devam edilir.
Feragat beyanı nasıl yapılır?
HMK’ya göre feragat, yazılı dilekçeyle veya duruşmada sözlü beyanla yapılabilir. Vekil aracılığıyla yapılacaksa, vekilin özel olarak feragat yetkisi bulunmalıdır.
Temyiz aşamasında feragatin sonucu nedir?
Yargıtay yerleşik kararlarına göre, temyiz safhasında İzale-i Şuyu Davasından Feragat söz konusu olursa karar bozulur ve dosya yerel mahkemeye gönderilir. Burada, feragat hakkında yeni bir hüküm kurulması sağlanır.
Davadan feragat ve temyiz isteğinden vazgeçme arasındaki fark nedir?
Feragat, davanın esasından vazgeçme anlamına gelir ve hükmün bozulması gerektiğini doğurur. Temyizden vazgeçme ise sadece temyiz talebinin geri çekilmesi olup, dilekçenin reddiyle sonuçlanır.
Feragat için karşı tarafın onayına gerek var mı?
Hayır. Feragat, tek taraflı bir hukuki işlemdir. Davalıların onay veya kabul beyanları aranmaz. Ancak davalılar, dava konusu taşınmazın ortaklığının giderilmesi talebini sürdürmek isterse yargılama devam eder.