Boşanma Davasında Davalı Mahkemeye Gelmezse Ne Olur?

Boşanma Davasında Davalı Mahkemeye Gelmezse Ne Olur?

Boşanma davalarında tarafların duruşmalara katılımı, davanın gidişatı açısından önem taşır. Peki, boşanma davasında davalı mahkemeye gelmezse ne olur? Yani kendisine karşı boşanma davası açılan eş duruşmalara katılmazsa, dava yokluğunda devam eder mi, yoksa bir yaptırımı var mıdır? Bu soru, davalı pozisyonundaki bireyler için kritik bir endişedir. Bu makalede, davalının (boşanma davasında kendisine dava açılan tarafın) duruşmalara gelmemesinin hukuki sonuçlarını ele alacağız. Çekişmeli boşanma özelinde, davalının yokluğunun davanın seyrini nasıl etkileyeceğini anlatıp Yargıtay kararlarıyla destekleyeceğiz. Amacımız, anlaşılır ve akıcı bir dille, bu önemli süreci vatandaşlar için aydınlatmak ve olası hak kayıplarına karşı bilinçlendirmektir.

Boşanma Davasında Davalı Mahkemeye Gelmezse Ne Olur? Detaylı Açıklamalar

Davalının Duruşmalara Katılmaması ve Yargılamanın Devamı

Çekişmeli boşanma davalarında davalı eşin duruşmaya gelmemesi, yargılamayı durdurmaz. Hukuk sistemimiz, davalının yokluğunda da davanın ilerleyebileceğini öngörür. Özellikle ilk duruşmada davalı gelmezse, hakim duruşmayı onun yokluğunda yapar ve gerekli işlemleri gerçekleştirir. Kanunen, davalı taraf duruşmaya gelmedi diye davanın düşmesi veya aleyhine otomatik bir karar verilmesi söz konusu değildir. Yalnızca, davalının yokluğunda yapılan işlemlere itiraz hakkı kısıtlanır. HMK m. 141/2 gereğince, bir taraf duruşmaya gelmez ve diğer taraf da gelmiş olup davayı yürütmek isterse, gelen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere sonradan itiraz edilemez. Bu kural, davalı için de geçerlidir: Geçerli mazereti olmadan duruşmaya katılmazsa, o celse yapılanları kabullenmiş sayılır.

Davalı eş, duruşmalara hiç gelmese bile, mahkeme davayı esastan inceleyip karara bağlar. Tek fark, davalı kendi iddia ve savunmalarını sözlü olarak dile getiremez ve aktif savunma hakkını kullanamaz. Ancak dava dosyasına sunduğu dilekçeler ve deliller varsa, bunlar elbette ki dikkate alınır. Örneğin davalı, cevap dilekçesini vermiş ve orada bazı deliller sunmuşsa, duruşmaya gelmese dahi mahkeme o delilleri inceler. Fakat duruşmada hazır bulunup itirazlar yapamadığı için, belki davacı tarafın beyanlarına anında cevap veremez ya da yeni ortaya çıkan bir duruma reaksiyon gösteremez.

Davalının yokluğunda yargılama yapılırken hakim, usulen yapılması gereken tüm bildirimleri yine de yapar. Yani yeni bir duruşma günü belirlenirse, davalıya tebligat gönderilmeye devam edilir. Hatta davalı hiç gelmese bile, karar duruşması (sözlü yargılama) günü de ona bildirilir. Davalı taraf, varlığını kağıt üzerinde sürdürür diyebiliriz; sadece fiilen duruşmada bulunmaz.

Davalının Gelmemesinin Olası Sonuçları

Davalı duruşmaya gelmediğinde, bazı hak kayıplarına uğrayabilir:

  • Savunma Hakkının Sınırlanması: Davalı, duruşmada olmadığı için davacının sözlü beyanlarına anında cevap veremez. Örneğin davacı duruşmada yeni bir bilgi verse (dilekçesinde olmamasına rağmen, belki hakimin sorusu üzerine) davalı orada olmadığı için buna karşı açıklama yapamaz. Bu da hakimin zihninde tek taraflı bir algı oluşmasına neden olabilir.
  • Usuli İtiraz Hakkının Kaybı: Duruşmaya gelmeyen davalı, o celsede yapılan işlemlere itiraz hakkını kaybeder. Mesela hakim ilk duruşmada tanık listelerini kesinleştirdi diyelim; davalı orada olmadığından “şu tanıkların dinlenmesine itiraz ediyorum” deme fırsatı yoktur ve o karara itiraz edemez. Keza, bir belge dosyaya sunulduysa, yokluğunda o belgenin dosyaya girmesine sessiz kalmış olur.
  • Geçici Kararlar: İlk duruşmada genellikle tedbir nafakası, velayet, evden uzaklaştırma tedbiri gibi konular gündeme gelebilir. Davalı yoksa, hakim çoğunlukla davacının taleplerini değerlendirerek bir karar verir. Örneğin, davacı çocuklar için aylık X TL nafaka istedi, davalı da duruşmaya gelmedi; hakim büyük ihtimalle bu nafakaya hükmedecektir çünkü karşı argüman duymamıştır. Davalı sonraki duruşmada itiraz etse bile, verilen nafaka kararı o arada işlemiş olur (itiraz ederse şartlar değişirse yeniden değerlendirilebilir ama süreç kaybı yaşanır).
  • Davalının Tutumu Hakkında İmaj: Mahkeme, davalının gelmemesini bazen ilgisizlik olarak değerlendirebilir (her ne kadar objektif olmaya çalışsa da). Özellikle hiç gelmemek, hakimde “davalı bu evliliği savunmak istemiyor herhalde” gibi bir izlenim bırakabilir. Bu, sonuca doğrudan etki etmese de psikolojik bir faktördür.

Davalının mazeretsiz gelmemesiyle mazeret sunması farklı sonuçlar doğurur. Eğer davalı geçerli bir mazeret bildirirse (örneğin hastalık, yurtdışında zorunlu görev vs.) ve hakim bunu kabul ederse, o duruşmada yokluğunda işlem yapılmamasına karar verilebilir. Uygulamada hakimler, davalının tek seferlik mazeretini genellikle kabul edip duruşmayı erteliyorlar. Ancak sürekli mazeret sunulması kötü niyetli bulunursa, bir noktada yokluğunda devam kararı verilebiliyor.

Yargıtay, davalının yokluğu konusunda temel prensiplere vurgu yapar. Bir kararda, “kimse kendi aleyhine açılan davayı takip etmeye zorlanamaz” denilerek davalının gelmemesinin duruşmaya engel olmadığı belirtilmiştir. Bu, davalının yokluğunda karar verilebilir demektir. Ancak Yargıtay başka bir kararında da, davalının hiç savunma yapmaması durumunda dahi hakimin davacı iddialarını doğruluk yönünden araştırması gerektiğini ifade etmiştir. Yani davalı gelmedi diye davacının her dediği kabul edilmez; kanıtlanmış olması gerekir.

Özetle, davalı mahkemeye gelmezse dava görülmeye devam eder. Davalı açısından risk, sürece etki etme imkânını kaçırmasıdır. Davayı tamamen kaybetme sebebi sırf duruşmaya gelmemesi olmaz, ama gelmemek dolaylı olarak davacının işini kolaylaştırabilir.

Boşanma Davasında Davalı Mahkemeye Gelmezse Ne Olur? Yargıtay Kararları

  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bir kararında şu ifadelere yer vermiştir. Davalının duruşmaya gelmemesi tek başına davanın kabulüne yeterli değildir, mahkeme iddiaların doğruluğunu araştırmalıdır. Kararda, davalı hiç duruşmaya katılmasa bile, davacının boşanma sebeplerini hukuken ispatlaması gerektiği, hakimin re’sen araştırma ilkesi gereği mevcut delillerle durumu değerlendireceği belirtilmiştir. Bu durum, davalının yokluğunda dahi davacının ispat külfetinin sürdüğünü ortaya koyar.
  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2019/8553 K.: Bu karar daha önce de değinildiği gibi HMK m.150 uygulamasıyla ilgili olup davalının da duruşmaya gelmemesi halinde dosyanın işlemden kaldırılacağından bahseder. Ancak bu, her iki tarafın yokluğu içindir. Davalı tek başına gelmezse yargılamaya devam olunacağı aynı kararın başka içeriğinde belirtilmiştir.
  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir kararında boşanma davasında davalının sürekli mazeret sunması ve duruşmalara katılmaması üzerine yerel mahkemenin yokluğunda karar vermesini usule uygun bulmuştur. Kararda, davalının savunma hakkını kötüye kullanırcasına duruşmalardan kaçınmasının yargılamayı durduramayacağı vurgulanmıştır (HGK., T.17.02.2022). Bu karar, davalı tarafın yokluğunun kötüye kullanılmaması gerektiğini, aksi halde mahkemenin yoklukta da karar verebileceğini göstermektedir.

Boşanma Davasında Davalı Mahkemeye Gelmezse Ne Olur? Sonuç

Boşanma davasında davalının mahkemeye gelmemesi, davanın tek taraflı yürümesine yol açar. Bu durumda mahkeme, davalının yokluğunda yargılamayı sürdürerek delilleri değerlendirir ve sonuçlandırır. Davalı açısından en büyük risk, kendi savunmasını bizzat sunamaması ve yokluğunda yapılan işlemlere itiraz hakkını kaybetmesidir. Bu nedenle, davalı konumundaki kişilere imkan varsa duruşmalara katılmaları, değilse en azından bir vekille temsil edilmeleri önerilir. İstanbul boşanma avukatı yardımı almak, duruşmalara gitme imkanı olmasa da haklarınızın korunmasını sağlar. Avukatınız sizin adınıza mahkemede bulunarak savunmanızı yapar, delillerinizi sunar ve karşı tarafın iddialarına anında cevap verir. Böylece yokluğunuzun yaratacağı olumsuzluklar asgariye iner. Sonuç olarak, davalı olarak duruşmaya gitmemek hukuken davayı kaybettiğiniz anlamına gelmez, ancak işinizi zorlaştırır ve hak kaybı riskini artırır. Bu süreçte deneyimli bir İstanbul boşanma avukatı ile çalışmak, yokluğunuzda dahi davanın etkin şekilde takip edilmesini ve hakkaniyetli bir sonuca ulaşılmasını temin edecektir.

Sık Sorulan Sorular

Davalı duruşmaya gelmezse hakim boşanmaya karar verir mi?

Hakim, davalının gelmemesi nedeniyle doğrudan boşanmaya karar vermez; davacının iddialarını delillerle ispat etmiş olmasına bakar. Ancak davalı savunma yapmadığı için davacının ispat yükü fiilen kolaylaşabilir. Yine de, hakim tek tarafın beyanına dayanarak değil, sunulan delillere göre karar verecektir.

Davalı olarak hiç mahkemeye gitmezsem ne olur?

Hiç gitmezseniz duruşmalar sizin yokluğunuzda yapılır ve dava biter. Karar size tebliğ edilir. Aleyhinize karar çıkarsa ve size tebliğ edildikten sonra yasal süre içinde (istinaf/temyiz süresi) bu karara itiraz edebilirsiniz. Ancak ilk derece yargılaması boyunca savunma yapmamış olmanız, üst mahkemede işinizi zorlaştırır; zira istinafta yeni delil sunma imkanınız sınırlıdır.

Davalı duruşmaya gelmezse nafaka öder mi?

Geçici tedbir nafakası ise, evet büyük ihtimalle hükmedilir ve ödemek zorunda kalır. Nihai karar ile takdir edilecek nafaka (yoksulluk nafakası gibi) için de davalı gelmese bile mahkeme şartlar oluşuyorsa nafakaya hükmedebilir. Davalının gelmemesi nafaka yükümlülüğünden kaçmasına olanak tanımaz.

Davalı yokken tanık dinlenir mi?

Evet, davalı gelmese bile davacının bildirdiği tanıklar mahkemede dinlenir. Davalı taraf, duruşmada olmadığı için tanıklara soru yöneltemez veya onların beyanlarına anında itiraz edemez. Ancak daha sonra tutanağı inceleyip gerekirse yazılı beyanla tanık ifadelerine itiraz edebilir; bu itirazları hakim değerlendirebilir ama tanığı çapraz sorguya çekme fırsatını kaçırmış olur.

Davalı olarak sürekli mazeret bildirirsem ne olur?

Mahkeme bir yere kadar mazeretlerinizi kabul edebilir, ancak sürekli olması halinde bunu yargılamayı geciktirme amaçlı gördüğünde mazereti reddedip duruşmayı yokluğunuzda yapmaya karar verebilir. Örneğin her duruşmada hastalık raporu sunarsanız, hakim eninde sonunda davayı sürdürmek zorunda kalacaktır. Bu durumda yokluğunuzda yargılama yapılır ve karar verilir.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

istanbul boşanma avukatı

Çelik & Baştürk Hukuk Bürosu olarak, İstanbul avukat ve arabulucularından oluşan ekibimiz ile birlikte, İstanbul Boşanma Avukatı, İstanbul Ceza Avukatı olarak çalışma alanlarımız içerisinde tüm davalara bakmaktayız. Bilgi için hemen bize ulaşın.