Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Anlaşmalı Boşanmada İmza Atmasa Ne Olur?

Anlaşmalı boşanma, evlilik birliğinin sona erdirilmesinde tarafların daha hızlı ve masrafsız bir yol tercih etmesini sağlar. Eşlerin birlikte protokol hazırlaması ve bu protokolü mahkeme huzurunda onaylamasıyla sonuçlanır. Ancak duruşma esnasında veya hazırlanan protokol aşamasında, taraflardan birinin ya da her ikisinin imza atmaktan kaçınması, sürecin uzamasına ve çekişmeli boşanma hükümlerinin devreye girmesine yol açabilir. Bu noktada, anlaşma sağlanamadığı takdirde boşanma davası uzar, mahkeme kapsamlı bir yargılama süreci başlatır ve delil değerlendirmesi, tanık dinletilmesi gibi detaylı işlemler gündeme gelir. Bu yazıda, eşlerden biri anlaşmalı boşanmada imza atmasa ne olur sorusunun yanıtını detaylı bir şekilde ele alacak, imza atmamanın sonuçlarını ve hukuki etkilerini açıklayacağız.

Anlaşmalı Boşanmanın Şartları 

Türk Medeni Kanunu’na göre, anlaşmalı boşanma davasının açılabilmesi için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması gerekir. Evliliğin bir yıldan az sürmesi halinde anlaşmalı boşanma mümkün değildir. Eşler, tüm detayları içeren bir protokol hazırlamalıdır. Bu protokolde nafaka, velayet, mal paylaşımı ve benzeri önemli konular düzenlenmeli, her iki tarafın da hakları ve yükümlülükleri netleştirilmelidir. Mahkeme, tarafların gerçekten uzlaşma içinde olduklarını bizzat duruşmada dinleyerek tespit eder. Bu aşamada, eşlerin kendi rızalarıyla protokolü hazırladıklarını ve anlaşarak boşanmak istediklerini beyan etmeleri beklenir. Her iki taraf da talep ve isteklerini açıkça dile getirmelidir. Mahkeme, hazırlanan protokolün içeriğini onayladıktan sonra ancak her iki tarafın da imzalarıyla boşanma kararı verir. Anlaşmalı boşanmada amaç, tarafların anlaşarak süreci hızlı ve nispeten kolay bir şekilde sonuçlandırmasıdır.

Tutanak (Protokol) Onayı ve İmza Süreci

Anlaşmalı boşanmada en kritik anlardan biri, hazırlanan protokolün mahkemede onaylanmasıdır. Hakim, taraflara protokolü okuyup anlamaları için süre tanır ve protokolün kendi istekleriyle hazırlanıp hazırlanmadığını sorar. Eşler, protokolün bütün maddelerini hukuki sonuçlarıyla birlikte kabul ettiklerini beyan etmek zorundadır. Ardından imza aşaması gelir. Eğer eşlerden biri, protokolün içerdiği bir maddeye itiraz ediyor veya koşulları uygun bulmuyorsa bu durumda imza atmaktan kaçınabilir. İmza atmanın ertelenmesi, anlaşmanın bozulmasına ve süreçte aksaklıklar yaşanmasına neden olabilir. Anlaşmalı boşanma protokolü ancak imza ile resmiyet kazanır. Bu yüzden imza atmaktan kaçınmak, mahkemenin anlaşmalı boşanma kararı vermesine engel olur.

İmza Atmaktan Kaçınma Halinde Ne Olur? 

Taraflardan birinin veya her ikisinin imza atmaktan vazgeçmesi, anlaşmalı boşanma davasının çekişmeli boşanma davasına dönüşmesine yol açar. Bu aşamada mahkeme, taraflara bir defaya mahsus uzlaşma için ek süre tanıyabilir. Bu süre içinde taraflar yeniden bir araya gelip protokolün maddelerini revize edebilir veya tekrar imza atmayı deneyebilir. Yine de uzlaşma sağlanamazsa süreç çekişmeli olarak devam eder. Çekişmeli boşanma, delil sunma, tanık dinleme, karşılıklı iddiaların ispatlanması gibi detaylı yargısal süreçleri içerir. Sonuç olarak, anlaşmalı boşanmanın avantajları ortadan kalkar ve boşanma yargılaması daha uzun ve masraflı hale gelebilir. İmza atılmaması yüzünden süreç tıkanırsa, her iki tarafın boşanma talepleri ve şartları mahkemenin geniş takdir yetkisi altında incelenir. Bu da hem zaman hem maddi açıdan tarafların daha fazla yük altına girmesine neden olabilir.

Çekişmeli Boşanmaya Dönüşmesi 

İmza atmamak, davanın doğrudan çekişmeli boşanmaya evrilmesi anlamına gelir. Anlaşmalı boşanmada uzlaşma ve hız ön plandayken, çekişmeli boşanmada her iki taraf da kendi iddialarını ve savunmalarını ayrıntılı şekilde mahkemeye sunar. Hakim, nafaka, mal paylaşımı ve velayet konularında tarafların tezlerini ayrı ayrı değerlendirir. Delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi ve bilirkişi incelemeleri gibi süreçler uzatıcı etkenlerdir. Ayrıca çekişmeli boşanmada her iki taraf da bir dizi yasal prosedürü takip etmek, ek dilekçelerle savunma yapmak ve ek belgeler sunmak durumundadır. Dolayısıyla, çekişmeli boşanma süreci, anlaşmalı boşanmaya kıyasla daha yıpratıcı ve maliyetli olur. Uzayan süreç, tarafların uzlaşma imkânını yitirerek hukuki ve duygusal açıdan yorulmasına sebep olabilir.

Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi  halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. (TMK m.166/3) Taraflar, boşanma konusundaki anlaşmalarını yazılı bir metin şeklinde de dosyaya sunabilecekleri gibi, sözlü olarak da kararı verecek mahkemede bizzat açıklayabilirler. Bu durumda sözlü açıklamanın hakim tarafından duruşma tutanağına yazdırılarak eşlere imzalatılması zorunludur. (HUMK.m.151/5) Somut olayda; duruşma tutanağındaki anlaşma beyanında tarafların imzaları bulunmadığından Türk Medeni Kanununun 166/3. maddeye göre boşanma kararı verilemez. Mahkemece bu durumun taraflara açıklanması, tarafların tutanağı imzalamaktan kaçınmaları halinde; Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi çerçevesinde delillerin sorulup işlem yapılması gerekirken yazılı şekilde Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2008 / 10158 E. 2009/12081 K.)

Süreçte Dikkat Edilmesi Gerekenler 

Anlaşmalı boşanmada protokolü hazırlarken her iki taraf da maddelerin kendi menfaatlerini koruyup korumadığına dikkat etmelidir. Ortak çocuklar söz konusu ise velayet ve çocukların bakım masraflarının belirlenmesi çok önemlidir. Mal paylaşımı konuları da ileride uyuşmazlık çıkmasını önlemek adına açık ve anlaşılır bir biçimde düzenlenmelidir. Hazırlanan protokolü duruşma gününe kadar gözden geçirmek ve mümkünse avukat yardımı almak, olası hataları en aza indirir. Duruşmada hakim huzurunda protokolü inceleyerek kabul ettiğinizi beyan etmeniz ve imzalamanız gerekir. Bu aşamada, mahkeme salonunda farklı bir bakış açısıyla protokolü reddetmek veya imza atmaktan kaçınmak, anlaşmalı boşanma talebinizi geçersiz kılar. Özenli bir hazırlık süreci ve doğru yönlendirmelerle, anlaşmalı boşanma çok daha hızlı ve sorunsuz bir şekilde sonuçlanabilir.

Anlaşmalı Boşanmada İmza Atmasa Ne Olur? Sonuç

Özetle, anlaşmalı boşanmada imza atmasa ne olur sorusuna verilecek en temel yanıt, davanın çekişmeli boşanmaya dönüşeceğidir. İmza atmaktan kaçınmak veya protokolü reddetmek, anlaşmalı boşanma yolunu kapatır ve mahkeme daha kapsamlı bir yargılama sürecine geçer. Bu durum hem zaman kaybı hem de maddi ve manevi yükün artması anlamına gelir. Anlaşmalı boşanma prosedürünün sağladığı hızlı ve kolay çözüm imkanını sürdürmek için, tarafların protokole dair tüm maddeleri titizlikle düzenlemesi ve rıza gösterdikleri hususları mahkeme huzurunda açıkça beyan etmeleri tavsiye edilir. Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak Anlaşmalı Boşanmada Eşlerden Biri İmza Atmasa Ne Olur  konusunda destek sunuyoruz. Av. Tolga ÇELİK  ve Av. M. Nur BAŞTÜRK olarak müvekkillerimizin her aşamada yanındayız.

Sık Sorulan Sorular

Anlaşmalı boşanmada protokolü imzaladım ama duruşmada vazgeçebilir miyim?

Duruşma öncesinde protokolden dönme hakkınız bulunur, ancak duruşmada vazgeçmeniz halinde anlaşmalı boşanma mümkün olmaz ve dava çekişmeli olarak devam eder.

Anlaşmalı boşanmadan vazgeçtikten sonra tekrar anlaşmalı boşanma sürecine dönebilir miyiz?

Mahkeme uygun görürse taraflara bir süre tanır. Bu süre içinde uzlaşma sağlanırsa anlaşmalı boşanmaya dönmek mümkündür.

Çekişmeli boşanmaya geçince protokol tamamen geçersiz mi olur?

İmza atılmamış bir protokol mahkeme açısından bağlayıcı değildir. Ancak taraflar ilerleyen aşamalarda protokolü yeniden düzenleyerek uzlaşmaya gidebilir.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…