Türk vatandaşlığını kazanmanın yollarından biri de Türkiye’de yeterli süre ikamet eden yabancıların kanuni koşulları sağlayarak vatandaşlık başvurusunda bulunmasıdır. Halk arasında “5 yıl ikametle vatandaşlık” olarak bilinen bu yöntem, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununa dayanır. Özellikle İstanbul gibi uzun süre ikamet edilen şehirlerde yaşayan yabancılar, gerekli şartları taşıdıklarında Türk vatandaşlığına geçme hakkına sahip olabilmektedir. Bu bölümde, İstanbul yabancılar hukuku avukatı bakış açısıyla 5 yıllık ikamet yoluyla Türk vatandaşı olmanın koşullarını, başvuru sürecini ve dikkat edilmesi gereken noktaları ele alacağız. Ayrıca yasal düzenlemeler ve Yargıtay/Danıştay kararları ışığında süreci açıklayacağız.
Yasal Dayanak ve Şartlar
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu m.11, Türk vatandaşlığının istisnai olmayan genel yolla kazanılma şartlarını düzenlemiştir. Buna göre, 5 yıl kesintisiz ikamet yoluyla vatandaşlık başvurusu yapacak bir yabancının şu kriterleri karşılaması gerekir:
- Ergin ve Ayırt Etme Gücüne Sahip Olmak: Başvuru yapacak kişi, vatandaşı olduğu ülke hukukuna göre ergin (reşit) olmalıdır ve akli melekeleri yerinde olmalıdır. Statüsüz (vatansız) kişiler için Türk hukukuna göre erginlik (18 yaş) esas alınır.
- Türkiye’de Kesintisiz 5 Yıl İkamet Etmek: Başvuru tarihinden geriye doğru, aralıksız en az beş yıl süreyle Türkiye’de yasal ikamet izniyle bulunmuş olmak şarttır. Bu süre hesaplanırken, kısa süreli yurt dışı çıkışlar genellikle ikameti kesintiye uğratmaz; ancak toplamda uzun süreli (örneğin 6 aydan fazla) yurtdışında kalma durumu süreyi kesintiye uğratabilir. Kanun, “kesintisiz ikamet” kavramını esnek yorumlasa da yabancının Türkiye’de yerleşik hayat kurmuş olmasını arar.
- Türkiye’de Yerleşme Niyetiyle Yaşadığını Davranışlarıyla Tebliğ Etmek: Yabancının, Türkiye’ye yerleşme amacı taşıdığını göstermesi gerekir. Bu, somut davranış ve durumlarla anlaşılır: Türkiye’de mülk edinmek, iş kurmak, Türk eşiyle evli olmak, Türk vatandaşı çocuk sahibi olmak, uzun süreli çalışma hayatı gibi durumlar yerleşme niyetine delalet eder. Örneğin İstanbul’da kendi işini kurup ailesiyle yaşayan bir yabancının yerleşme niyeti açıktır.
- Genel Sağlık Bakımından Tehlikeli Hastalığı Bulunmamak: Bulaşıcı ve toplum sağlığını tehdit eden hastalıklara sahip olmamak aranır. Başvuru sırasında sağlık raporu istenebilir. Özellikle HIV, Tüberküloz gibi hastalıklar incelenir. Kanunda spesifik hastalık listesi olmasa da “genel sağlık açısından tehlike” kriteri uygulanır.
- İyi Ahlak Sahibi Olmak: Yabancının ahlaki durumu, adli sicili önem taşır. Türkiye’de suç kaydı olmaması, kamu düzenine aykırı faaliyetlere karışmamış olması gereklidir. Özellikle organize suçlar, terör örgütü bağlantıları gibi durumlar tespit edilirse başvuru reddedilir. Mahkeme kararları, “iyi ahlak” değerlendirmesinde, başvuranın sosyal yaşantısı ve çevre ile uyumunu da göz önüne almaktadır.
- Yeterli Düzeyde Türkçe Konuşabilmek: Kanun, başvuranın Türk toplumuna uyumunu kolaylaştırmak adına Türkçeyi iletişim kuracak kadar bilmesini şart koşar. Başvuru sırasında yapılacak mülakatta, kişinin kendini ifade edebilecek derecede Türkçe konuşup konuşmadığı değerlendirilecektir. Tam akıcılık aranmamakla birlikte temel iletişim kurma becerisi önemlidir.
- Türkiye’de Kendisi ve Bakmakla Yükümlü Olduğu Kişiler İçin Yeterli Gelire veya Mesleğe Sahip Olmak: Başvuranın Türkiye’de hayatını idame ettirecek maddi imkânının bulunması gerekir. Bu, düzenli bir gelir (maaş, emekli aylığı gibi) veya geçimini sağlayacak bir meslek sahibi olmak şeklinde ortaya konulabilir. Başvuruda genellikle gelir beyanı istenir, çalışıyorsa SGK kayıtları, işverenden alınan yazı veya kendi işini yapıyorsa ticaret sicil kayıtları sunulur.
- Milli Güvenlik ve Kamu Düzeni Bakımından Engel Teşkil Etmemek: Yabancının, Türkiye’nin milli güvenliğine veya kamu düzenine tehdit oluşturan bir durumu olmamalıdır. İstihbarat birimleri ve kolluk araştırmaları ile başvuranın ülke güvenliği açısından sakıncalı bir bağlantısının olup olmadığı değerlendirilir. Özellikle terör örgütleriyle irtibat, casusluk faaliyeti vb. bulgular varsa vatandaşlık verilmez.
Yukarıda sayılan tüm şartların birlikte sağlanması gerekir. Bu şartlardan biri eksikse, 5 yıl ikamet yoluyla vatandaşlık kazanma imkânı ortadan kalkar. Örneğin, beş yıl dolmadan başvuran ya da yeterli geliri olmayan kişilerin başvuruları reddedilecektir. Dolayısıyla, vatandaşlık avukatı olarak önerimiz, başvuru öncesinde bu kriterlerin eksiksiz şekilde karşılandığından emin olunmasıdır.
Başvuru Süreci ve Gerekli Belgeler
5 yıllık ikamet sonrası vatandaşlık başvurusu, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne yapılır. Başvuru süreci şu şekilde ilerler:
- Başvuru Makamı: Başvurular, Türkiye’de ikamet edilen ilin İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne veya İl Göç İdaresi’ne yapılır. İstanbul’da ikamet eden bir yabancı, İstanbul İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü Vatandaşlık Birimi’ne başvurusunu iletebilir. Yurt dışında ise Türkiye’nin dış temsilcilikleri (konsolosluklar) üzerinden de başvuru yapılabilir, ancak 5 yıllık ikamet şartı yurt içinde arandığından genellikle başvuru Türkiye’den gerçekleştirilir.
- Gerekli Belgeler: Başvuru için kapsamlı bir belge listesi hazırlanmalıdır. Temel belgeler şunlardır:
- Vatandaşlık Başvuru Formu (ilgili makamdan temin edilen, başvuran tarafından doldurulacak form).
- Pasaport veya eşdeğer belgenin noter onaylı Türkçe tercümesi.
- Mevcut ikamet tezkeresi veya ikamet izni belgesi.
- Son 5 yıllık ikamet süresini gösteren İl Göç İdaresi’nden alınmış resmi döküm (giriş-çıkış kayıtları ile beraber).
- 2 adet biyometrik fotoğraf.
- Medeni hal belgesi (evli ise evlilik cüzdanı fotokopisi, boşanmış ise boşanma kararı gibi).
- Doğum belgesi veya kimlik belgesi (vatandaşı olduğu ülkenin nüfus kayıt örneği).
- Adli sicil belgesi (Türkiye’den ve gerekiyorsa kendi ülkesinden temiz kağıdı).
- Mali yeterliliği gösterir belgeler: Çalışıyorsa maaş bordroları, işyeri yazısı; kendi işinde ise vergi levhası, şirket belgeleri; geliri yoksa bakmakla yükümlü kişinin gelir belgesi veya banka hesap dökümleri.
- Türkçe yeterlilik durumunu gösterir belge (varsa kurs sertifikası gibi) – her ne kadar resmi olarak dil sertifikası istenmese de mülakatta sorulacağından, kişi kendi hazırlığını yapmış olmalı.
- Sağlık raporu (genelde istenmez ancak gerekli görülen durumlarda tam teşekküllü hastaneden alınabilir).
- Mülakat ve İnceleme: Başvuru alındıktan sonra, yabancı bir vatandaşlık mülakatına tabi tutulur. İl vatandaşlık komisyonları tarafından yapılan bu görüşmede, başvuranın Türkçe konuşma düzeyi, Türkiye’ye uyumu, genel kültürü ve yerleşme niyetine dair sorular sorulur. Ayrıca başvuranın dosyası üzerinden evraklarının doğruluğu kontrol edilir. Bu mülakat tutanak altına alınır.
- Emniyet ve İstihbarat Araştırması: Vatandaşlık başvurularında, başvuran hakkında güvenlik soruşturması yapılır. Emniyet Genel Müdürlüğü ve Millî İstihbarat Teşkilatı, kişinin milli güvenlik veya kamu düzenine tehdit oluşturup oluşturmadığına dair araştırma yapar. Bu süreç, başvurunun en çok zaman alan kısmıdır ve birkaç ay sürebilir.
- Değerlendirme ve Karar: İl makamları, hazırladıkları vatandaşlık dosyasını İçişleri Bakanlığı’na (Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü) iletir. Orada uzmanlar dosyayı kanunî şartlar açısından inceler. Uygun bulunan başvurular, İçişleri Bakanı’nın teklifi ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile karara bağlanır. Türk vatandaşlığının kazanılması, Cumhurbaşkanı kararı ile olur (5901 sayılı Kanun md. 10). Bu karar Resmî Gazete’de yayımlandığında yürürlüğe girer.
- Yemin ve Kimlik İşlemleri: Vatandaşlık kararı çıkan kişi, bulunduğu ilin Nüfus Müdürlüğü’ne giderek Türk vatandaşı olarak nüfus kütüğüne kayıt edilir. Kişiye T.C. kimlik kartı verilir. Gerekli görülen hallerde vatandaşlık yeminine davet edilebilir (genelde tören şeklinde değildir, idari işlemdir). Yeni vatandaş, Mavi Kart almaz; çünkü artık tam vatandaşlık hakkına sahiptir.
Başvurunun sonuçlanması ortalama 6 ay ile 24 ay arasında değişebilmektedir. Son yıllarda güvenlik soruşturmalarının yoğunluğu nedeniyle İstanbul’daki başvurular yaklaşık 1-1.5 yılda neticelenmektedir. Bu süreçte başvuru sahibi, mevcut ikamet izniyle Türkiye’de kalmaya devam edebilir; vatandaşlık çıkana kadar yabancı statüsü ve hakları devam eder.
Reddi ve İtiraz Süreci
Beş yıllık ikamet şartıyla yapılan vatandaşlık başvurusu her zaman olumlu sonuçlanmayabilir. Kanunda aranan şartlar sağlansa bile vatandaşlık verilmesi devlete ait egemenlik hakkıdır ve takdir yetkisi söz konusudur. Özellikle son dönemde milli güvenlik gerekçesiyle bazı başvuruların reddedildiği gözlemlenmektedir. Örneğin, Türkiye’de uzun yıllardır yaşayan, ailesi burada olan bir kişi, herhangi somut bir gerekçe gösterilmeden sırf “uygun görülmediği” belirtilerek red alabilir. Bu tür durumlarda başvuru sahibi ne yapabilir?
- Ret Kararına Karşı Dava: Vatandaşlık başvurusu idari bir işlem olduğundan, olumsuz kararlar yargı denetimine tabidir. Red kararına karşı, tebliğden itibaren 60 gün içinde idare mahkemesinde iptal davası açılabilir. Uygulamada, vatandaşlık taleplerinin reddine ilişkin davalar Danıştay içtihatları ile şekillenmektedir. Danıştay 10. Dairesi’nin örnek kararlarında, idarenin takdir yetkisini hukuka uygun kullanıp kullanmadığı denetlenmektedir. Özellikle hiçbir gerekçe sunulmadan “milli güvenlik” denilerek verilen ret kararları, mahkemelerce iptal edilebilmektedir. Mahkeme, ret sebebinin objektif olup olmadığına, somut delillere dayanıp dayanmadığına bakar. Eğer ret kararı hukuka aykırı bulunursa iptal edilir ve kişi vatandaşlık hakkını elde eder.
- Yargı Kararları Örneği: Ankara İdare Mahkemesi’nin 2021 tarihli bir kararında, bir Türk vatandaşı ile evli ve çocuğu olan yabancının vatandaşlık başvurusunun “milli güvenlik” gerekçesiyle reddi incelenmiştir. Mahkeme, somut hiçbir suç isnadı olmadan sadece istihbari bilgilere dayanılarak verilen ret kararını hukuka aykırı bulmuş ve iptal etmiştir. Kararda, başvuranın uzun yıllardır Türkiye’de yaşadığı, aile kurduğu ve topluma entegre olduğu vurgulanarak, güvenlik gerekçesinin soyut kaldığı belirtilmiştir. Bu karar, benzer durumdaki birçok dosyaya emsal teşkil etmektedir.
- İtiraz Yoluyla Yeniden İnceleme: Doğrudan dava açmak yerine, bazı durumlarda idari itiraz yolu da denenebilir. İçişleri Bakanlığı’na, red kararının yeniden değerlendirilmesi için dilekçe verip ek bilgi/belge sunmak mümkündür. Özellikle yanlışlıkla eksik evrak veya bilgi yüzünden red geldiyse, itiraz dilekçesi ile düzeltme talep edilebilir. Ancak bakanlığın aynı gerekçeyle ikinci kez ret verme ihtimali yüksek olduğundan, esas çözüm yargıya başvurmaktır.
Yargı yoluna gidildiğinde, dava süresince başvuran yabancının ikamet izni devam ettiği müddetçe Türkiye’de kalması mümkündür. Dava lehine sonuçlandığında idare, kişiyi vatandaş yapmak zorundadır; bu durumda ret kararı ortadan kalkacağından kişi hukuken vatandaşlık kazanmış sayılır. Nitekim Danıştay, yerleşik içtihatlarında “vatandaşlık başvurusunun reddine dair işlemin iptali halinde, kişi Türk vatandaşı olmaya hak kazanacaktır” şeklinde hüküm kurmaktadır.
Evlilik Yoluyla ve Diğer Yöntemlerle Karşılaştırma
Beş yıl ikametle vatandaşlık, sürekli Türkiye’de yaşayan ve burada hayat kuran yabancılar için önemli bir fırsattır. Ancak başka yollar da vardır:
- Evlilik Yoluyla Vatandaşlık: Bir Türk ile evli yabancı, 3 yıl evlilikten sonra başvurabilir (5901 sayılı Kanun md.16). Bu yol, 5 yıl ikamete göre daha kısa süreli gibi görünse de evlilik birliğinin gerçek olması koşulu aranır. Ayrıca evlilik yoluyla vatandaşlık da otomatik değildir, yine başvuru ve inceleme süreci vardır.
- Doğum Yeri veya Soybağı Yoluyla: Türkiye, soybağı esasını benimser. Yani Türk vatandaşı anne veya babadan doğan çocuk Türk vatandaşı olur. 5 yıl ikamet kuralı, sonradan kazanma içindir; doğumla kazanma ayrı bir husustur.
- İstisnai Vatandaşlık (yatırım, hizmet, vs.): Kanunun 12. maddesi uyarınca, ülkeye ekonomik yatırım yapanlar, bilimsel/kültürel katkı sağlayanlar, istisnai hallerde Bakanlık teklifi ve Cumhurbaşkanı kararıyla ikamet süresine bakılmaksızın vatandaş yapılabilir (örneğin belirli tutarda gayrimenkul alan, büyük yatırım yapan yabancılar son yıllarda bu yolla vatandaşlık almıştır). Bu durum, 5 yıl ikamet yoluyla vatandaşlıktan tamamen ayrı, istisnai bir uygulamadır.
5 yıllık ikametle vatandaşlık, göç hukuku danışmanı açısından bakıldığında, en doğal ve kalıcı yollardan biridir. Zira kişi zaten uzun süredir bu ülkede yaşamış, topluma entegre olmuştur; vatandaşlıkla birlikte seçme-seçilme hakkı, kamu haklarına erişim gibi haklara kavuşacaktır. Öte yandan, başvurunun reddedilme olasılığı karşısında hazırlıklı olmak ve gerekirse hukuki yollara başvurmak da önem arz eder.
5 Yıl İkamet Yoluyla Vatandaşlık Alma Sonuç
5 yıl ikamet yoluyla Türk vatandaşlığına geçiş, belirli şartları taşıyan yabancılar için mevzuatta tanınmış bir haktır. Kanunda öngörülen tüm kriterleri karşılayan bir kişi, gerekli belgelerle başvurusunu yapıp sabırla süreci takip ettiğinde, takdir yetkisi saklı kalmak üzere, genellikle vatandaşlık alabilmektedir. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken en önemli husus, hiçbir şartın eksik bırakılmamasıdır. İstanbul yabancılar hukuku avukatı desteğiyle, başvuru dosyasının eksiksiz hazırlanması ve prosedürün takibi başarı şansını artıracaktır.
Vatandaşlık, yabancı bir kişi için Türkiye’de kalıcı bir güvence ve yeni haklar demektir. Özellikle uzun yıllar burada yaşayan, iş kuran, aile sahibi olan kimseler için vatandaşlık başvurusu doğal bir adım haline gelmiştir. Devlet de, toplumla bütünleşmiş, Türkiye’ye katkı sağlayan yabancılara vatandaşlık vererek bu kişilerin bağlılığını pekiştirmeyi amaçlamaktadır.
Sonuç olarak, 5 yıl ikametini doldurmuş, Türkçe bilen, burada hayat kurmuş ve adli sicili temiz bir yabancının vatandaşlık alması önünde bir engel bulunmamaktadır. Başvuru evraklarının titizlikle hazırlanması, sürecin dikkatle takip edilmesi ve olası olumsuzluklarda hukuki hakların kullanılması suretiyle, bu hak başarıyla elde edilebilir. Yeni bir vatandaş olarak, kişi Türk hukuk düzenine tabi olacak ve aynı zamanda yükümlülükleri de (askerlik, oy kullanma gibi) üstlenecektir. Karar sürecinde uzman bir vatandaşlık avukatı ile çalışmak, mevzuat ve uygulama konusundaki deneyim sayesinde başvuru sahibine önemli avantaj sağlayacaktır.
5 Yıl İkamet Yoluyla Vatandaşlık Alma Sık Sorulan Sorular
Beş yıllık ikamet süresini hesaplarken nelere dikkat edilir?
5 yıl (yani 1825 gün) kesintisiz ikamet aranır. İkamet izni ile aralıksız oturma kastedilir. Kısa süreli yurt dışı çıkışlar (toplamda birkaç ayı geçmeyen) genellikle kesinti sayılmaz ancak uzun veya sık sık yurtdışı kalışları sorun olabilir. Göç İdaresi kayıtları esas alınır. Örneğin her yıl birkaç hafta tatil amaçlı çıkış yapmış birinin ikameti kesintisiz sayılır ama bir defada 6 ay yurtdışında kalırsa o süre ikametten düşebilir.
5 yıl dolmadan başvuru yapılabilir mi?
Hayır, kanunen 5 yıllık yasal ikamet süresi dolmadan genel yol vatandaşlık başvurusu yapılamaz. Süre dolmadan başvurulursa eksik süre gerekçesiyle işlem yapılmaz. Ancak istisnai vatandaşlık başvuruları (yatırım gibi) veya evlilik yoluyla başvurular farklıdır, onlarda kendi özel süreleri geçerlidir.
Başvuru sırasında dil sınavı var mı?
Resmi bir Türkçe dil sınavı yoktur; ancak vatandaşlık mülakatında memurlar başvuranla Türkçe sohbet ederek dil seviyesini değerlendirir. Bu nedenle en az orta düzeyde Türkçe konuşabilmek fiilen gereklidir. Aksi takdirde “Türkçeyi yeterince bilmiyor” diye olumsuz rapor tutulabilir. İsteyen başvuru öncesi Türkçe kurslarına gidip sertifika alarak kendini geliştirebilir.
Vatandaşlık başvurum reddedilirse tekrar başvurabilir miyim?
Reddedilen bir genel yol vatandaşlık başvurusundan sonra, kişi şartları taşımaya devam ediyorsa tekrar başvuru yapabilir. Ancak önceki redde neden olan sorunun çözülmüş olması gerekir. Örneğin “geliri yetersiz” diye reddedilmişse, yeni bir iş bularak gelir durumunu düzeltip tekrar başvurabilir. Milli güvenlik gerekçeli retlerde durum zorlaşır; bu durumda dava açmak daha doğru olabilir.
Vatandaşlık aldıktan sonra eski vatandaşlığımdan çıkmam gerekiyor mu?
Türk hukuku çifte vatandaşlığa izin vermektedir. Dolayısıyla Türkiye, kazandığınız Türk vatandaşlığının yanı sıra mevcut vatandaşlığınızı da korumanıza engel olmaz. Ancak kendi ülkenizin hukuku ikinci vatandaşlığa izin veriyor mu, ona bakmak lazım. Bazı ülkeler (örneğin Almanya belirli koşullarla) ikinci vatandaşlığı kabul etmeyebilir. Bu, o ülkenin kuralıdır. Türkiye açısından sorun yoktur, iki pasaporta sahip olabilirsiniz.