Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

İzale-i Şuyu Davası Satış Usulü

İzale-i şuyu davalarında ortaklığın giderilmesi, paylı veya elbirliği mülkiyetine konu malın bölüştürülememesi halinde ortaya çıkar. Tarafların pay oranları netleştiğinde ve mal bölünemeyecek durumdaysa, mahkeme tarafından satış yoluyla ortaklığın sonlandırılması amaçlanır. İşte bu noktada, İzale-i Şuyu Davası Satış Usulü büyük önem taşır. Ancak uygulamada sıkça karşılaşıldığı üzere, ilamlı icra takibi yoluyla satış yapılmak istenmesi doğru değildir. Bu makalede, hem hukuki çerçeveyi hem de pratik süreci ayrıntılarıyla ele alacak; İzale-i Şuyu Davası Satış Usulü hakkında merak edilenleri detaylı bir şekilde açıklayacağız.

İzale-i Şuyu Davası Nedir? 

İzale-i şuyu davası, ortaklığın giderilmesi davası olarak da bilinir. Birden fazla paydaşın olduğu bir taşınmaz veya taşınır malda, malın bölünmesi ya da satış yoluyla ortaklık ilişkisinin sona erdirilmesi hedeflenir. Mahkeme, malın aynen taksim edilmesi mümkün değilse, satışına karar verir ve elde edilen satış bedeli paylar oranında dağıtılır. Taraflardan herhangi birinin açabileceği bu dava, özellikle paydaşlar arasında uzlaşma sağlanamadığında gündeme gelir.

Ortaklığın Satış Yoluyla Giderilmesi ve Hukuki Dayanak

Ortaklığın satış yoluyla giderilmesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) çerçevesinde yürütülür. HMK m.322/2’de, İzale-i Şuyu Davası Satış Usulü açısından satışın nasıl yapılacağına dair hükümlere atıf yapılır. Ayrıca İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) ilgili maddeleri de satış sürecinde önem taşır. Ancak bu hükümler, çoğu zaman yanlış anlaşılır. Çünkü ilamlı icra takibi, bu tür bir davanın satış aşamasında doğrudan tercih edilmesi gereken yol değildir. Zira Yargıtay uygulaması ve doktrin görüşleri, öncelikle mahkemeye veya ilgili satış memuruna başvurulması gerektiğini açıkça ortaya koyar.

İzale-i Şuyu Davası’nda Satış Süreci

İzale-i şuyu davasında mahkeme, malın aynen taksim edilemeyeceğine kanaat getirirse satış kararı verir. Kararın kesinleşmesinin ardından, satış işlemlerinin başlaması için ilamda görevli kılınan satış memuru veya sulh hukuk mahkemesine başvuru yapılır. Bu başvuruda, satış talebinin yanında gerekli masrafların ve harçların yatırılması gerekir. Ardından, hazırlanan kıymet takdiri raporu doğrultusunda taşınmazın veya taşınırın ihale yöntemiyle satışı yapılır. Süreç şu şekilde ilerler:

Mahkeme Yoluyla Satış

Ortaklığın giderilmesi kararı kesinleştikten sonra, satış için ilamı veren sulh hukuk mahkemesine başvuruda bulunulur. Mahkeme, satışın yapılabilmesi için atanan memurun göreve başlamasını sağlar. Taraflar, satış talebini ve masrafları üstlendiklerinde işlem resmen başlar. Mahkeme, kamu düzeninin korunması ve tarafların hak kaybına uğramaması adına, ihalenin ilanından satış bedelinin tespitine kadar tüm aşamaları denetler.

İcra Yoluyla Satış Mümkün mü?

İlamlı icra takibi yoluyla satış, izale-i şuyu davalarında doğru bir yol değildir. Yargıtay 8. HD’nin 10.05.2016 tarihli 25583/8594 sayılı kararında da açıkça ifade edildiği üzere, ilamlı takip yoluyla satışın sağlanması mümkün değildir. İlam, mahkeme kararıdır ve infazı için yine mahkemeye başvurulması gerekir. Bu yüzden ilamlı icra takibi başlatılması halinde, takip muhtemelen iptal edilecektir. Yargıtay, bu konuda net bir içtihat oluşturmuş ve İzale-i Şuyu Davası Satış Usulü bakımından öncelikle ilgili mahkemeye başvurulması gerektiğini vurgulamıştır.

Yargıtay, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ilişkin ilamlarda satışın doğrudan icra daireleri aracılığıyla başlatılmasını hatalı bulur. Yukarıda söz edilen kararda da, önce satış memurunun göreve çağrılması ve satış işlemlerinin ona bırakılması gerektiğine dikkat çekilmiştir. Ayrıca icra dairesinin doğrudan satış yapmaya kalkışması, ilamın esasına aykırı kabul edilir. Çünkü satış memurunca gerçekleştirilecek işlemler, ancak mahkeme kararıyla ve mahkeme nezaretinde yürütülür.

Satış Memuru Görevi ve İşleyişi

İzale-i şuyu davalarında satış memurunun görevi, malın hukuka uygun ve hakkaniyete uygun şekilde satılmasını sağlamaktır. Taşınmaz veya taşınır üzerinde gerekli keşif ve kıymet takdiri işlemleri yapılır. Ardından ilan verilir, ihale düzenlenir. Kıymet takdirinde eksiklik veya itiraz olması halinde mahkeme süreci tekrar gözden geçirir. Satış memurunun re’sen harekete geçmesi mümkün değildir. Mutlaka paydaşlardan bir ya da birkaçının talepte bulunması, gerekli masrafları yatırması ve tebligatı yaptırması gerekir. İzale-i Şuyu Davası Satış Usulü böylelikle resmen başlar ve nihai aşamada elde edilen bedel, paydaşlara pay oranları nispetinde dağıtılır.

Sonuç

İzale-i şuyu davalarında satış, mutlaka mahkeme sürecine bağlı olarak gerçekleştirilmelidir. İzale-i Şuyu Davası Satış Usulü, ilamlı icra takibiyle değil, sulh hukuk mahkemesinin görevlendirdiği satış memurunun denetiminde yürütülür. Yargıtay kararları da bu usulün aksine girişilen ilamlı icra takiplerinin iptal edileceğini ve hukuki açıdan hatalı olduğunu ortaya koyar. Dolayısıyla ortaklığın giderilmesi kararı kesinleştikten sonra, hak kaybı yaşanmaması ve işlemlerin geçerliliği için doğrudan ilgili mahkemeye veya satış memuruna başvurmak esastır. Böylece tüm taraflar, hukukun güvencesi altında paylarını adil bir şekilde alır. Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak  “İzale-i Şuyu Davası Satış Usulü” konusunda destek sunuyoruz. Av. Tolga ÇELİK  ve Av. M. Nur BAŞTÜRK olarak müvekkillerimizin her aşamada yanındayız.

Sık Sorulan Sorular

İzale-i Şuyu Davası Satış Usulü ilamlı icra takibiyle yürütülebilir mi?

Hayır. Yargıtay kararları ve HMK hükümleri, satışın ilamlı icra takibiyle değil, mahkemenin atadığı satış memuru aracılığıyla yapılmasını zorunlu kılar.

Satış memuru nasıl göreve başlar?

Satış memurunun re’sen hareket etmesi mümkün değildir. Paydaşlardan en az birinin talebi, masrafları yatırması ve tebligat işlemlerini başlatması gerekir.

İzale-i şuyu kararında satış bedeli nasıl paylaştırılır?

Taşınmaz veya taşınır, ihale yoluyla satıldıktan sonra elde edilen gelir, paydaşların tapudaki pay oranlarına göre dağıtılır. Mahkeme, bu dağıtımı resen denetler.

Mahkeme süreci ne kadar sürer?

Satışın ilana çıkması, kıymet takdirinin onaylanması ve ihalenin tamamlanması süreçleri mahkemenin iş yüküne göre değişir. Fakat usule uyulduğu sürece gereksiz uzamaların önüne geçilir.

Yargıtay’ın 10.05.2016 tarihli kararı neyi ifade eder?

Bu kararda Yargıtay, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine dair ilamlarda ilamlı icra takibi başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu açıkça belirtir. Dolayısıyla satışın iptale konu olmaması için doğru prosedür izlenmelidir.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…