Elbir İş Merkezi Kat:9 No:6/11
Mecidiyeköy Şişli/İstanbul

Boşanmada Psikolojik Şiddetin İspatı

Bu makalemizin konusu Boşanmada Psikolojik Şiddetin İspatı olup özenle okumanızı öneririz. Evlilik, karşılıklı sevgi, saygı ve güven temelleri üzerine inşa edilen bir birliktelik olsa da, zamanla çeşitli nedenlerle bu temeller sarsılabilir. Boşanma, eşlerin bir arada yaşamasını imkânsız kılan durumlarda başvurulan hukuki bir süreçtir ve sadece bireysel değil, toplumsal yönleriyle de önemli sonuçlar doğurur. Günümüzde boşanma davalarının gerekçeleri arasında en dikkat çeken hususlardan biri de psikolojik şiddettir.

Fiziksel iz bırakmayan, ancak bireyin ruhsal sağlığını derinden etkileyen psikolojik şiddet, evlilik birliğinin sürdürülemez hâle gelmesine neden olabilir. Hakaret, aşağılama, tehdit, izolasyon gibi sistematik ve sürekli davranışlar, mağdur eşin yaşam kalitesini ciddi biçimde düşürebilir. Türk hukuk sisteminde, psikolojik şiddetin boşanma sebebi sayılması mümkündür ve bu tür vakalarda delil sunma süreci büyük önem taşır.

Bu makalede, psikolojik şiddetin boşanma davalarındaki yeri detaylı bir şekilde ele alınacak, mağdur eşlerin hakları, delil toplama yöntemleri ve hukuki süreçler üzerinde durulacaktır. Ayrıca, psikolojik şiddetin ispatlanmasının boşanma davası üzerindeki etkileri ve olası hukuki yaptırımları incelenecektir.

İçindekiler

Boşanma Davası Nedir?

Boşanma davası, evlilik birliğinin yasal olarak sona erdirilmesi amacıyla açılan davalardır. Eşler arasında yaşanan uyuşmazlıkların mahkeme önünde dile getirilmesi ve bu uyuşmazlıkların somut delillerle kanıtlanması süreci, boşanma davasının temelini oluşturur. Evlilik, karşılıklı hak ve yükümlülükler içerse de tarafların kusurlu veya kusursuz davranışları, zamanla evlilik birliğini sürdürülemez hâle getirebilir. Bu noktada, boşanma davaları hem iki kişinin özel hayatını hem de geniş kapsamlı hukuki sonuçları ilgilendirir.

Boşanma davalarında tarafların kusur durumu, nafaka, maddi ve manevi tazminat, çocukların velayeti ve mal paylaşımı gibi pek çok önemli hukuki mesele gündeme gelir. Özellikle şiddet, aldatma, ortak hayatın çekilmez hâle gelmesi gibi nedenler boşanma sürecini hızlandırabilir. Boşanma davalarının açılması ve yürütülmesi sürecinde ise hukuki bilgi ve tecrübe büyük önem taşır; bu nedenle çoğu zaman tarafların bir avukat yardımı alması önerilir.

Psikolojik Şiddet Nedir ve Boşanma Davalarındaki Yeri

Psikolojik şiddet, evlilik birliği içerisinde eşlerden birinin diğerine karşı uyguladığı, duygusal baskı, aşağılama, tehdit, manipülasyon veya izolasyon gibi davranışları ifade eder. Fiziksel yaralanma oluşturmasa da mağdurun ruhsal bütünlüğüne zarar verecek sistematik ve sürekli tutumlar psikolojik şiddet kapsamına girer. Günümüzde boşanma davalarında en sık karşılaşılan şiddet türlerinden biri olarak kabul edilen psikolojik şiddet, boşanma sürecinde hakimin kusur değerlendirmesinde önemli bir belirleyici hâle gelir.

Boşanma davalarında psikolojik şiddet varlığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak kabul edilir ve kusurlu eşin ağır kusurlu ya da tamamen kusurlu bulunmasına yol açabilir. Bu durum, mağdur eşin hem boşanma davasını kazanmasına hem de maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmasına olanak tanır. Ayrıca psikolojik şiddet mağduru olan taraf, 6284 sayılı Kanun kapsamında koruyucu ve önleyici tedbirler talep edebilir.

Psikolojik Şiddet Boşanma Nedeni mi?

Eşler arasındaki saygı, sevgi ve iletişim bağının zayıflamasıyla birlikte ortaya çıkan psikolojik şiddet, evlilik birliğini çekilmez hâle getiren ana etkenlerden biri olarak görülür. Fiziksel temastan farklı olarak ruhsal bütünlüğü hedef alan bu şiddet biçimi, mağdurun duygu dünyasını doğrudan etkilediği için boşanma davalarında geçerli ve güçlü bir gerekçe kabul edilir. Türk Medeni Kanunu’nun “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” başlıklı hükmü, psikolojik şiddetin boşanma nedeni olmasını hukuken mümkün kılar.

Psikolojik şiddet içeren davranışların süreklilik arz etmesi, evlilik birliğini devam ettirmeyi imkânsız kılacak noktaya ulaştığında hâkim, boşanmaya karar verebilir. Hakaret, tehdit, aşağılama, manipülasyon ve baskı gibi eylemler, psikolojik şiddet tanımının merkezinde yer alır. Mahkemeler, sunulan deliller ve tanık beyanları ışığında, bu davranışların evlilik birliğini geri dönülemez şekilde sarsıp sarsmadığını değerlendirir.

Duygusal/Psikolojik Şiddet Nedeniyle Boşanma Davası

Psikolojik şiddet nedeniyle boşanma davası açmak isteyen eş, öncelikle uğradığı davranışların evlilik birliğini çekilmez kıldığını ispat etmelidir. Bu ispat sürecinde, mesajlaşma kayıtları, tanık anlatımları, sosyal medya paylaşımları ve uzman raporları gibi pek çok delil kullanılabilir. Hakim, bu kanıtların varlığı ile birlikte tarafların anlatımlarını da dikkate alarak boşanma davasını sonuçlandırır.

Duygusal şiddet mağduru eş, gerek dava sürecinde gerekse dava öncesinde 6284 sayılı Kanun’dan kaynaklanan haklarını kullanarak uzaklaştırma veya koruma tedbiri talebinde bulunabilir. Böylece psikolojik baskının sürekli hâle gelmesi engellenebilir ve mağdur eşin boşanma süreci esnasında daha güvenli bir ortamda yaşaması sağlanabilir. Dava neticesinde ise kusurlu bulunan eş, maddi ve manevi tazminata mahkûm edilebilir.

Psikolojik Şiddet Mağduru Muyum?

Psikolojik şiddet, uzun süreli ve sistematik davranışlar neticesinde fark edilmesi zor bir boyuta ulaşabilir. Eşiniz tarafından sürekli eleştiriliyor, alaya maruz kalıyor, küçük düşürücü ifadeler duyuyor ya da kendinizi değersiz hissedecek şekilde yönlendiriliyorsanız psikolojik şiddet mağduru olma ihtimaliniz yüksektir. Ayrıca tehdit, şantaj veya sosyal çevrenizden izole edilmek de psikolojik şiddet kapsamında değerlendirilen eylemlerdendir.

Eğer kendinizi sürekli yetersiz, yalnız, hatalı veya korku içinde hissediyorsanız yaşadığınız durumun bir psikolojik şiddet örneği olup olmadığını mutlaka sorgulamalısınız. Bu noktada, yakınlarınızın gözlemleri de önemli bir ölçüt olabilir. Tanık olabilecek kişilerin varlığı, boşanma davası sürecinde delil teşkil edebilecek olması bakımından da ayrı bir önem taşır.

Eşim Psikolojik Şiddet Uyguluyor Ne Yapmalıyım?

Eşiniz tarafından psikolojik şiddet gördüğünüzü düşünüyorsanız öncelikle durumun ciddiyetini ve sürekliliğini tespit etmelisiniz. Sistematik bir hâl alan bu davranışlar, ruh sağlığınızı ve yaşam kalitenizi derinden etkiliyor olabilir. İlgili kanunlar kapsamında, evlilik içi şiddet vakalarında mağdurun koruyucu ve önleyici tedbirler talep etme hakkı bulunur. Gerektiğinde nöbetçi aile mahkemesine veya kolluk kuvvetlerine başvurarak hızlı bir şekilde tedbir kararı talep edebilirsiniz.

Ayrıca bu süreçte bir avukatla veya bir uzmana danışarak hukuki ve psikolojik destek almak önerilir. Uzman görüşleri, raporlar veya tanık beyanları, boşanma davasında delil niteliğinde değerlendirilir. Böylece hukuki sürecinizi daha sağlıklı yürütme ve hak kayıplarını önleme imkânına sahip olabilirsiniz.

Eşinden Psikolojik Şiddet Gören Kadın Ne Yapmalı?

Psikolojik şiddet, cinsiyet gözetmeksizin herkesi etkileyebilir olsa da, istatistiklere bakıldığında kadınların bu şiddet türüne daha sık maruz kaldığı görülmektedir. Eşi tarafından psikolojik şiddete maruz kalan kadın, öncelikle duygusal baskının sürekliliğini ve şiddet derecesini gözlemlemeli, gerekirse bunu kanıtlayacak deliller biriktirmelidir. Ardından, avukat veya danışman yardımıyla süreç detaylı biçimde değerlendirilerek boşanma davası hazırlığı yapılabilir.

Kadınlar, 6284 sayılı Kanun çerçevesinde geçici koruma veya uzaklaştırma tedbiri almak için Aile Mahkemesi’ne veya emniyet birimlerine başvurabilirler. Bu sayede, dava sürecinde de şiddet eylemlerinin devam etmesinin önüne geçebilirler. Ayrıca, psikolojik şiddet kaynaklı kaygı ve depresyon gibi ruhsal problemlerin tedavisi için destek alarak süreci daha sağlıklı bir şekilde yürütebilirler.

Eşinden Psikolojik Şiddet Gören Kadın Nereye Başvurmalıdır?

Psikolojik şiddet gören kadın, öncelikle yakın çevresinden ve uzmanlardan yardım alarak yaşadığı durumun hukuki boyutunu kesinleştirmelidir. Ardından, ikamet ettiği yerin Aile Mahkemesi’ne veya Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak 6284 sayılı Kanun kapsamında önleyici ve koruyucu tedbir talebinde bulunabilir. Aynı zamanda ALO 183, ALO 155, ALO 156 gibi hatları da arayarak destek ve yönlendirme almak mümkündür.

Yargı süreci başlatmak isteyen kadınlar, polis veya jandarma karakoluna giderek suç duyurusunda bulunabilirler. Böylece hem psikolojik hem de fiziksel şiddete dönüşme ihtimali olan durumlar hızlı bir şekilde yetkili makamlara iletilir. Mahkemeye verilecek deliller arasında psikolojik danışman raporları, tanık beyanları ve dijital kayıtlar (mesajlar, e-postalar) da yer alabilir.

Aile İçi Psikolojik Şiddet Nereye Şikâyet Edilir?

Aile içi psikolojik şiddet, 6284 sayılı Kanun’un kapsamına girer ve mağdurlar bu kanun çerçevesinde koruma talep edebilirler. Tedbir kararları sayesinde şiddet uygulayan kişiyle geçici olarak iletişim kısıtlaması veya uzaklaştırma sağlanabilir. Tedbir talebi, Aile Mahkemesi’nden veya en yakın kolluk biriminden yapılabilir.

Şiddet olayının acil durum olarak nitelendirilmesi halinde ise polis, jandarma veya savcılık makamlarına başvurarak hemen koruma altına alınma imkânı bulunur. Bu süreçte, mağdurun güvenliği ön planda tutulur ve tehdit ya da baskı altında kalmaması için gerekli önleyici önlemler alınır. Böylece aile içi psikolojik şiddet durumlarında mağdurun daha fazla zarar görmesi önlenmeye çalışılır.

Aile İçi Psikolojik Şiddet Boşanmada Sebep midir?

Evlilik birliğinin temelini oluşturan sevgi, saygı ve güven duyguları, taraflardan birinin sürekli psikolojik baskı uygulamasıyla derinden sarsılabilir. Aile içi psikolojik şiddet de diğer şiddet türleri gibi boşanmaya yol açan önemli bir nedendir. Hakim, psikolojik şiddetin varlığını ve yoğunluğunu takdir ederken sunulan delilleri, tanık anlatımlarını ve tarafların beyanlarını inceleyerek karar verir.

Eşine hakaret, tehdit ve aşağılama gibi sürekli ve sistematik davranışlar uygulayan tarafın kusurlu olduğu kabul edilir. Bu kusurlu davranışlar, aynı zamanda boşanma davasında maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabul edilmesine de sebebiyet verebilir. Neticede aile içi psikolojik şiddet, evlilik birliğini sürdürülemez kılacak ölçüde ağır bir kusur olarak değerlendirilir.

Psikolojik Şiddet Nasıl Kanıtlanır? Boşanmada Psikolojik Şiddetin İspatı

Psikolojik şiddetin ispatı, fiziksel şiddete göre daha karmaşık bir süreçtir çünkü somut yaralanma veya darp raporu gibi kolayca tespit edilebilen kanıtlar bulunmaz. Buna rağmen mağdur eş, dijital iletişim kayıtları (mesajlar, e-postalar, sosyal medya paylaşımları), tanık beyanları, ses veya video kayıtları ve hatta psikolojik raporlar aracılığıyla psikolojik şiddeti kanıtlamaya çalışır.

Mahkemeler, psikolojik şiddetin kanıtlanması konusunda geniş bir delil yelpazesi kabul etmektedir. Önemli olan, sunulan delillerin hukuka uygun yollarla elde edilmesi ve inandırıcılığının yüksek olmasıdır. Süreklilik gösteren hakaret, tehdit ve aşağılama içeren davranışlar, özellikle tanık ve dijital delillerle desteklendiğinde, boşanma davasında güçlü bir ispat unsuru hâline gelir.

Kadının Erkeğe Psikolojik Şiddeti Nasıl İspat Edilir? Boşanmada Psikolojik Şiddetin İspatı

Psikolojik şiddet her ne kadar genellikle kadına yönelikmiş gibi görünse de kadın tarafından erkeğe uygulanan psikolojik şiddet de söz konusu olabilir. Erkeğin bu şiddet türüne maruz kaldığını ispat etmesi için, sistematik biçimde tekrarlanan aşağılayıcı veya manipülatif davranışların kayıtları veya tanık anlatımları önem taşır. Mesajlaşmalar, e-posta yazışmaları, tanık ifadeleri gibi deliller bu süreçte belirleyici olabilir.

Dava sürecinde erkek, evlilik birliğinin kendisi için çekilmez hâle geldiğini gösteren her türlü somut veri ve beyanı mahkemeye sunmalıdır. Duygusal baskının uzun süreli olması, tehditlerin veya hakaretlerin düzenli bir şekilde gerçekleşmesi hâkim tarafından daha kolay takdir edilir. Bu bağlamda, gerek görülüyorsa uzman raporlarıyla da psikolojik baskının etkileri somutlaştırılabilir.

Psikolojik Şiddet Örnekleri

Psikolojik şiddetin somut örneklerine baktığımızda, sürekli eleştiri, küçük düşürme, aşağılama, yok sayma ve kontrol etme davranışlarının ön plana çıktığını görürüz. Örneğin, eşin kendisini yetersiz hissetmesine neden olacak şekilde yapılan hakaretler, dalga geçme veya onu sosyal çevresinden koparmaya yönelik izolasyon uygulamaları psikolojik şiddetin tipik yansımalarıdır.

Bunların yanı sıra, tehdit, şantaj, yalanlama, sürekli suçlama ve kıskançlık kisvesi altında kişiyle iletişimi kesmeye zorlama da psikolojik şiddet kapsamına girer. Evlilik içinde bu davranışların kronikleşmesi ve eşin özgüvenini sistematik olarak zedelemesi hâlinde, boşanma davasında ağır kusur tespiti yapılabilir. Sonuç olarak, yukarıdaki örnekler evlilik birliğinin temelini sarsan olaylar arasında yer alır.

Boşanmada Psikolojik Şiddetin İspatı

Boşanmada psikolojik şiddetin ispatı noktasında en sık kullanılan yöntem tanık beyanlarıdır. Eğer söz konusu davranışlara ailenin başka bireyleri, komşular veya arkadaşlar şahit olmuşsa, bu kişilerin mahkeme huzurunda verecekleri detaylı ifadeler son derece önemlidir. Dijital kanıtlar da delil olarak büyük önem taşır; özellikle tehdit, hakaret veya aşağılama içeren yazışmalar, boşanma davası sürecinde çok değerli delil niteliğindedir.

Buna ek olarak, mağdurun psikolojik destek aldığı kurum veya uzmandan alacağı raporlar da psikolojik şiddetin ispatını güçlendirebilir. Elbette ki bu raporların, şiddetin doğrudan sonucunu belgeleyebilecek nitelikte olması gerekir. Böylece şiddetin mağdur üzerindeki ruhsal etkisi somutlaştırılır ve hâkimin kanaatine ciddi katkı sunar.

Psikolojik Şiddette Deliller – Boşanmada Psikolojik Şiddetin İspatı

Psikolojik şiddet davalarında kullanılan deliller, tür olarak oldukça çeşitlidir. Telefon mesajlaşmaları, sosyal medya yazışmaları, e-posta içerikleri, ses ve video kayıtları, tanık anlatımları en sık karşılaşılan delillerdir. Bu delillerin hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş olması ve içeriğinin gerçeği yansıtması esastır.

Ayrıca psikolojik şiddetin etkisini gösteren tıbbi raporlar, psikolojik destek veya terapi seansları sonucu hazırlanan uzman görüşleri de mahkemede değerlendirilebilir. Ekonomik şiddet de psikolojik şiddetin bir parçası olabileceğinden, banka kayıtları, hesap dökümleri ve maaş bordroları gibi veriler de şiddetin boyutunu ortaya koymada kullanılabilir.

Boşanma Davalarına İlişkin Olarak Şiddet Olgusu – Boşanmada Psikolojik Şiddetin İspatı

Türk hukuk sisteminde şiddet olgusu, fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik boyutlarıyla ele alınır ve her türlüsü boşanma sebebi sayılır. Şiddetin ne derece ve hangi çerçevede uygulandığı, boşanma davasının seyrini ve sonucunu doğrudan etkiler. Örneğin, şiddetin ağır düzeyde olması, hayata kast veya onur kırıcı davranış gibi özel boşanma sebeplerini gündeme getirebilir.

Daha hafif düzeydeki şiddet davranışları ise “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” gerekçesiyle boşanma davalarına konu edilir. Burada önemli olan, şiddetin sürekliliğinin ve etkilerinin somut biçimde kanıtlanmasıdır. Hakim, karar aşamasında ileri sürülen her vakıayı değerlendirir ve kusurlu tarafın tazminat, nafaka gibi hukuki sonuçlarla karşı karşıya kalmasına hükmedebilir.

Çekişmeli Boşanma Davalarında Deliller ve Şiddetin İspatı

Çekişmeli boşanma davalarında taraflar, kusur iddialarını desteklemek için çok geniş bir delil yelpazesine başvurabilir. Psikolojik şiddet vakalarında tanık beyanı, mesajlaşma ve e-posta kayıtları, sosyal medya içerikleri, ses ya da video kayıtları sıkça görülür. Önemli olan, bu delillerin hukuka uygun yollarla elde edilmiş olması ve çelişkiye mahal vermeden şiddet olgusunu yansıtmasıdır.

Ayrıca, ekonomik şiddet unsuru da çekişmeli boşanma davalarında sık sık gündeme gelir. Eşinin ekonomik katkısını engelleyen veya sorumsuz biçimde aile bütçesini tehlikeye atan taraf, bu davranışıyla da psikolojik şiddet uygulamış sayılabilir. Banka dökümleri, SGK kayıtları ve tanık anlatımları, bu tür şiddetin ispatında önem taşır.

Çekişmeli Boşanma Davasında İzinsiz Elde Edilmiş Olan Ses ve Görüntü Kayıtlarının Delil Değeri

Boşanma davalarında taraflar kimi zaman eşlerinin psikolojik şiddet veya kusurlu davranışlarını ispat etmek için gizlice ses veya görüntü kayıtları alabilir. Ancak bu kayıtlar, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmişse delil olarak kabul edilmez. Yargıtay, başka türlü ispat imkânı kalmadığı ve mutlak bir zaruretin söz konusu olduğu durumlarda istisnaen bu tür kayıtların delil niteliğinde değerlendirilebileceğine işaret etmektedir.

Öte yandan, izinsiz kayıt almanın özel hayatın gizliliğini ihlal gibi ceza hukuku alanına giren suçları doğurabileceği unutulmamalıdır. Dolayısıyla boşanma davalarında delillerin toplanması sürecinde avukat yardımı alarak hukuka uygun yollar izlemek son derece önemlidir. Aksi takdirde, elde edilen kayıtlar hem kusurun ispatına yaramaz hem de kişiyi cezai sorumluluk altına sokar.

Boşanma Davasında Şiddet Olgusunun İspatlanmasının Sonuçları

Boşanma davasında şiddet olgusunun kanıtlanması, özellikle psikolojik şiddet gibi doğrudan fiziksel iz bırakmayan durumlarda dahi davanın sonucunu büyük ölçüde etkiler. Şiddet uygulayan taraf, ağır kusurlu kabul edilir ve bu kusurlu davranışlar nedeniyle maddi ve manevi tazminat ödemek zorunda kalabilir. Aynı zamanda nafaka yükümlülüğü veya yargılama giderlerinin ödetilmesi gibi ek sonuçlar da doğabilir.

Mahkeme, kusurun derecesine bakarak tazminat miktarını belirler ve kusurlu eşin boşanmada talep edebileceği hakları kısıtlı yorumlar. Bu nedenle şiddet vakaları, boşanma davasının hem maddi hem de manevi sonuçları bakımından merkezi öneme sahiptir. İspatın inandırıcılığı arttıkça mağdur tarafın hukuki kazanımları da o derece artar.

Çekişmeli Boşanma Davasında Af Kavramı ve Şiddet Olaylarının Affedilmiş Olması

Af kavramı, eşler arasında gerçekleşen bir davranışın sonradan hoşgörü veya barışma yoluyla bağışlanmasıdır. Türk Medeni Kanunu’na göre, affedilen veya tolere edilen şiddet olayları, daha sonra boşanma sebebi olarak tekrar öne sürülemez. Bu, özellikle zina veya hayata kast gibi özel boşanma sebepleri için açıkça düzenlenmiş olsa da genel boşanma sebebi olan “evlilik birliğinin temelinden sarsılması”nda da uygulamada sıklıkla karşımıza çıkar.

Ancak barışma sonrasında yeniden tekrarlanan şiddet, affedilmiş eylemlerin de yeniden gündeme gelmesine kapı aralayabilir. Yargıtay içtihatlarında, affedilen olaydan sonra yeni bir şiddet vakası yaşandığında, eski olayın da boşanmada kusur belirlemesi bakımından değerlendirilebileceği belirtilir. Dolayısıyla affın kalıcı olabilmesi ve eski olayların bir daha gündeme gelmemesi için yeni şiddet davranışlarının kesinlikle tekrarlanmaması gerekir.

Boşanma Davalarında Şiddet ve Şiddet Tehdidi Nedeniyle Koruyucu ve Önleyici Tedbirler

Psikolojik şiddet veya başka bir şiddet türüne maruz kalan eş, boşanma sürecinde veya öncesinde koruma talep edebilir. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu kapsamında; uzaklaştırma, iletişim yasağı veya can güvenliği sebebiyle geçici koruma gibi çeşitli tedbirler öngörülür. Bu tedbirler, mağdur eşin yargılama esnasında baskı altında kalmamasını sağlar.

Tedbir kararları genellikle başvurunun hemen ardından, delil sunmaksızın dahi verilebilir ve şiddet tehditlerinin önüne geçilmesine önemli ölçüde katkı sunar. Daha sonra boşanma davası sırasında elde edilen delillerle bu tedbirler güçlendirilebilir. Hâkim, koruyucu veya önleyici tedbirlerin tür ve kapsamına, mağdurun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak karar verir.

Psikolojik Şiddet Boşanma Davası Maddi ve Manevi Tazminat

Psikolojik şiddet uygulayan eş, boşanma davasında ağır kusurlu sayılır ve mağdur eşin maddi ve manevi tazminat talep etmesi mümkündür. Maddi tazminat, boşanma sonucu ortaya çıkan ekonomik kayıpların telafi edilmesi amacı taşırken; manevi tazminat, kişinin uğradığı psikolojik zararın kısmen de olsa giderilmesi içindir. Hakim, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını dikkate alarak uygun bir miktara hükmeder.

Tazminat talebi, boşanma davasıyla birlikte veya boşanma kesinleştikten sonra bir yıl içinde ayrı bir dava olarak da ileri sürülebilir. Mahkeme, psikolojik şiddetin derecesini, süresini ve mağdur eş üzerindeki etkisini değerlendirerek tazminat miktarını tayin eder. Böylece mağdur eşin uğradığı haksızlık ve çektiği acılar kısmen telafi edilmeye çalışılır.

Evlilikte Psikolojik Şiddet Suç mu, Cezası Nedir?

Psikolojik şiddet, doğrudan Türk Ceza Kanunu’nda “psikolojik şiddet” başlığı altında düzenlenmiş bir suç değildir. Ancak tehdit, hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, intihara teşvik gibi TCK’da düzenlenmiş suçlar kapsamında değerlendirilebilir. Bu nedenle, somut olayların içeriğine göre psikolojik şiddet cezai bir boyut da kazanabilir.

Örneğin, eşine yönelik sık sık “seni öldüreceğim” şeklinde tehditlerde bulunuluyorsa TCK uyarınca tehdit suçundan işlem yapılabilir. Aynı şekilde eşin iradesi dışında eve kilitlenmesi veya sosyal çevresinden tamamen soyutlanması “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçuna vücut verebilir. Bu nedenle evlilikte psikolojik şiddet, belirli koşullar altında cezai sonuçlar doğurur.

Psikolojik Şiddetin Cezalandırılması

Psikolojik şiddetin cezalandırılması, ilgili fiilin TCK’da tanımlanan tehdit, hakaret, şantaj, eziyet veya intihara yönlendirme gibi suçların sınırlarına girip girmediğine bağlıdır. Şayet psikolojik şiddet davranışı TCK’da yer alan herhangi bir suç tanımına uygunsa, fail hakkında cezai işlem başlatılabilir. Ayrıca mağdur eş, bu süreçte hem boşanma davası hem de ceza davası açmakta serbesttir.

Psikolojik şiddet olayının kapsamı ne kadar ağırsa, ceza hukuku sürecinde alınacak ceza da o kadar ağır olabilir. Şiddet içeren söz ve fiiller kanunda suç olarak tanımlandığı takdirde savcılık, resen veya şikâyet üzerine soruşturma başlatır. Bu açıdan, boşanma davası ve ceza davası çoğu zaman paralel şekilde ilerleyebilir ve mağdur, iki ayrı hukuki süreçte de hakkını arayabilir.

Çekişmeli Boşanma Davasında Yargılama Usulü ve Hüküm

Çekişmeli boşanma davalarında, tarafların dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra delil sunma ve delillerin değerlendirilmesi safhasına geçilir. Yazılı yargılama usulü çerçevesinde dava, cevap, karşı dava dilekçeleri ile bunlara verilecek cevaplar, davanın temel argümanlarını belirler. Ardından tahkikat ve sözlü yargılama aşaması gelir. Burada tanık dinlenir, deliller incelenir ve hakim, boşanma sebebinin varlığını ve kusur durumunu değerlendirerek karar verir.

Hakim, şiddet iddialarını somut deliller ışığında inceleyerek boşanmaya karar verebilir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması tespit edildiğinde, boşanma kararı yanında maddi ve manevi tazminat, nafaka, velayet ve mal paylaşımına ilişkin hükümler de verilir. Kusurlu eş, yargılama giderlerini ve vekalet ücretini ödemeye mahkûm edilebilir. Böylelikle çekişmeli boşanma davası, taraflar için bağlayıcı ve kapsamlı sonuçlar doğurur.

Boşanmada Psikolojik Şiddetin İspatı Sonuç

Psikolojik şiddet, modern hukuk düzenimizde boşanma davalarında en çok gündeme gelen şiddet türlerinden biridir. Fiziksel iz bırakmaması nedeniyle ispatı daha zorlu olsa da dijital kayıtlar, tanık beyanları, uzman raporları gibi delillerle kanıtlanabilir. Bu tür davranışlar, kusurlu eşin ağır kusurlu sayılmasına, maddi ve manevi tazminata mahkûm edilmesine ve hatta cezai sürecin başlamasına sebebiyet verebilir. Dolayısıyla evlilik birliğini temelden sarsan psikolojik şiddet, boşanma davalarının yanı sıra koruyucu ve önleyici tedbir kararlarıyla da engellenmeye çalışılır. Hukuk sistemi, şiddetin her türlüsünü ciddi bir boşanma gerekçesi olarak kabul etmekte ve mağdurun haklarını koruma altına almaktadır. Çelik & Baştürk Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak Boşanmada Psikolojik Şiddetin İspatı konusunda destek sunuyoruz. Av. Tolga ÇELİK  ve Av. M. Nur BAŞTÜRK olarak müvekkillerimizin her aşamada yanındayız.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Hakkımızda

İstanbul Avrupa yakasının Şişli ilçesinde faaliyet gösteren ve hukukun çeşitli alanlarında uzman avukatları ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Çelik & Baştürk Hukuk Ve Danışmanlık Ofisi Av. Tolga ÇELİK ve Av. Müesser Nur BAŞTÜRK tarafından kurulmuştur…